Koronavirüs (COVID-19) Pandemiside Bunları Unutmayalım!

Dünya Sağlık Örgütü tarafından şubat ayında “pandemi” yani dünya genelinde etkisini gösteren salgın olarak ilan edilen Covid-19, korona virüs ailesinden bir virüs olup dünyada yaklaşık 2,8 milyon kişiyi etkisi altına almıştır. Türkiye’de ise onaylanmış 105 bin vaka bulunmaktadır. Son zamanlarda özellikle sosyal medyanın etkisiyle bu konuda büyük bir bilgi kirliliği yaşanmaktadır. Bu gibi kriz durumlarında ortaya çıkan yanlış bilgilendirmeler, endişe ve paniğe yol açarak, halk sağlığı ve psikolojisi açısından oldukça riskli olabilmektedir. Bunlardan bazılarını sizler için toparladık;

  • İlk olarak bilim adamları, salgının biyolojik savaş olmadığını düşünmektedir. Zira rasyonel hareket eden hiçbir devletin koruyucu aşısını ve tedavisini bilmeden ekonomik, sosyal ve idari birçok soruna yol açan bir salgını başlatma girişiminde bulunacağı düşünülemez.
  • Bazı anti-bakteriyel özellikleri olmakla birlikte, sarımsak bizleri korona virüse karşı korumaz; tıpkı antibiyotiklerin koruyamayacağı gibi.
  • Tuzlu su, alkol vb. ürünlerin gargara olarak kullanılması sizi virüse karşı korumaz. Aksine mukoza bütünlüğünü bozarak virüslerin hücrelere tutunmasını kolaylaştırabilir.
  • Yazın veya çok sıcak havalarda virüsün yok olacağı iddiası maalesef doğru değil. Fransız bilim insanlarının son yaptığı deneylere göre, bir saat boyunca 60 derece sıcaklığa maruz bırakılan virüsler çoğalmaya devam ettiği gözlemlendi.
  • Maske takmak tek başına yeterli bir önlem değildir. Dışarıya çıktığınız zaman diğer insanlarla aranızdaki sosyal mesafenizi -en az 2 metre- korumanız gerekir. Bununla birlikte maskeler tek kullanımlıktır ve özellikle hastalık sahibi insanların, hasta olmayanları koruması için kullanılmalıdır.
  • N-95 gibi virüsleri izole edebilecek maskelerin hastalara yoğun bakım hizmeti veren ya da temas halinde bulunan sağlık personelleri için saklanması gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki, sağlık personellerimizin sağlığı, bizlerin sağlığı için ön koşuldur.
  • Eldiven takan kişilerin ellerini her tarafa sürmesi diğer insanlar tarafından risk oluşturmaktadır. Bununla beraber eldiven taktığımızda tamamen güvende olmayız, dolayısıyla ellerimizi sık sık ve sabunla en az 30 saniye boyunca yıkamamız gerekmektedir.

Bir nadir hastalık olan Hipofosfatazya ile mücadele etmek için kurulan Hifo- Der ailesi sağlığımızın dünyadaki en kıymetli hazine olduğunun farkında. Bu yüzden evde kalmak hem bizi, hem de diğer insanların sağlığını koruyacaktır. İmkanlar el verdiği müddetçe bu kurala riayet edelim.

Unutmayalım ki bedensel sağlığımızı korumanın yanında zihinsel ve ruhsal sağlığımızı da korumalıyız. Bu sebeple sosyal medyada yayılan bilgi kirliliğinin rüzgarına kapılmamak için resmi kaynaklardan bilgi edinelim.

Sağlıkla kalın,
Büşranur Yiğit

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir